29 Kasım 2012 Perşembe

İşte Biz Böyleyiz - Bütün Dünya, 1950

Bütün Dünya dergisinin 1950 Eylül'ü, 32. sayısından, okuyucuların 'İşte Biz Böyleyiz' kısmına göndermiş oldukları hikayeler...


Yeni mezun olmuş genç doktorlardan bir grubu, Adana sıtma mücadele teşkilatına vermişler. İlk günlerde lokantada yemek yiyen doktorlar, sonraları daha temiz ve itinalı olur düşüncesi ile, yemekleri evde pişirmeğe karar vermişler. Sıra ile evde lazım olanı alıp getirirlermiş. İçlerinde küfürbazlığı ve kabalığı ile meşhur olan biri de Adana'ya geldikten sonra kibar olmaya karar vermiş.
Evin ihtiyaçlarının temin sırası kendine geldiği bir gün fırına gitmiş ve parayı uzatıp,
-Lütfen bana üç ekmek verir misin, deyince fırınca hayretle genç doktora,
-Vereeek, demiş. Ne yalvarıyon?

İstanbul, Ş. Demirel

Bu lise bitirme imtihanlarına giriyordum. Laleli'de okuyor, Çapa Lisesi'nde okuyordum. İmtihanların malum heyecanı, beni de bütün şiddetiyle sarmıştı. Derslerden sonra başka hiçbir şey düşünemez olmuştum.
16 Haziran sabahı, çok çekindiğim bir imtihanına yetişmek için aceleyle evden çıktım. Biraz daha çalışabilmek arzusu, beni geç bırakmıştı. Hemen bir taksiye atladım. Bir ara hızla giderken hatırıma yanımda para bulunup bulunmadığı geldi. Ceplerimi karıştırınca, yanımda az para olduğunu gördüm. Heyecandan yanıma para bile almamıştım. Ne yapacağımı şaşırdım, öyle ki imtihanımı da unutmuştum. O vaziyetteyken taksi mektebin kapısında durdu. Yüzüm kızararak bu durumumu şoföre anlattım. Yanımdaki, parayı verip verdiğim parayı zorla iade etti ve,
'Sakın böyle şeylere üzülüp de imtihanında şaşırmayasın a kardeşim. Bunlar hepimizin başından geçmiştir. Hem verdiğin paraları al yoksa darılırım, dönüşte lazım olur. Şunun üzüldüğü şeye bak, senden alacağım parayla ihya mı olacaktım sanki?' dedi ve, mütebessim otomobilini sürerek uzaklaştı. Eksoz dumanları arasında, taksinin numarasını güçlükle farkedebildim. Bana söylediği sözleri ne zaman hatırlasam, kalbim bu temiz ruh karşısında dolup boşalıyor. Yine aynı hislerle dolu, bu satırları yazarken değerli mecmuanız vasıtasiyle de 5818 numaralı taksinin asil şoförüne candan teşekkürlerimi bildirmeyi borç addederim efendim, hürmetlerimle.

İstanbul, A. Bayülken Oktay

Kore'deki savaşa iştirak edecek birliğe seçilmek üzere Kayseri'deki bir bölükten dört gönüllü seçiliyormuş. Komutan isteklilerin iki adım öne çıkması için emir verdiği zaman bütün bölük yekpare, bir duvar gibi iki adım ileri çıkmış ve hep birlikte şu uğultu yükselmiş,
-Emret komutanım!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder